T.C.

YARGITAY

  1. CEZA DAİRESİ
  2. 2016/2529
  3. 2016/9732
  4. 8.6.2016

DAVA : Kasten yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine dair hükme yönelik temyiz talebinin reddine dair ek karar ile tehdit ve aleni olmayan söyleşiyi kayda almak suçlarından sanığın mahkumiyetine dair hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : A-) Sanığın, kasten yaralama suçundan mahkumiyetine dair hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine dair 08.05.2013 tarihli ek karara vaki temyiz itirazlarının incelenmesinde;

30.04.2013 tarihinde doğrudan verilen 3.000 TL adli para cezasından ibaret mahkumiyet hükmüne karşı suç niteliğine dair herhangi bir temyiz istemi bulunmadığından, hükmedilen cezanın tür ve miktarına göre hükmün kesin nitelikte olduğuna dair temyiz talebinin reddine dair ek karar yasaya uygun bulunduğundan, red kararının isteme uygun olarak ONANMASINA,

B-) Sanığın, tehdit suçundan mahkumiyetine dair hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Olaydan hemen sonra beyanı alınan tanık …’nın sanığın katılana yönelik olarak “Seni bu hastanede çalıştırmayacağım, sen görürsün” dediğini belirtmesi ve sarf edilen sözlerin TCK’nın 106/1-2.cümlesi kapsamında kalan tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, tanığın sonradan değişen beyanına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden hükmün 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,

C-) Sanığın, aleni olmayan söyleşiyi kayda almak suçundan mahkumiyetine dair hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Çocuğunun … Üniversitesi Tıp Fakültesine sevki için Bursa Şevket Yılmaz Araştırma ve Eğitim (Devlet) Hastanesine oğlu ile birlikte gelen sanığın, bu talebinin poliklinikte görevli katılan doktor tarafından reddedilmesi üzerine içeriye girerek sevk yaptırabilmek için sanığı ikna etmeye çalıştığı, katılanın bu hususta yeterli gerekçe göstermemesi sebebiyle kendi haklılığını ve uğradığı mağduriyeti ispat ve yetkili makamlara bildirebilmek amacıyla katılanın da göreceği şekilde cep telefonunu çıkartarak yaşanılan diyaloğun görüntü ve ses kaydını alması şeklinde gelişen olayda;

Poliklinikte bulunan hastalar ile görevlilerin de bulunduğu bir ortamda kendisi ile doktor arasında geçen aleni konuşmaları ve görüntüyü katılanın da göreceği şekilde cep telefonuna kaydetme eyleminin atılı suçu oluşturmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabule göre de;

a-) Sanık hakkında TCK’nın 133/2. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle dava açıldığı gözetilmeden ve sanığa ek savunma hakkı da verilmeden ve TCK’nın 133/1. Maddesindeki hapis cezanın alt sınırının 02.07.2012 tarihinde yapılan değişiklikle 2 yıla çıkarıldığı dikkate alınmadan ve eylemin ne şekilde TCK’nın 133/1. maddesindeki suçu oluşturduğu tartışılmadan ve gerekçelendirilmeden, suçun nitelendirilmesi hususunda çelişkiye düşülerek yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,

b-) Sanık hakkında uygulanan TCK’nın 133/1. maddesinde yaptırım olarak hapis cezası öngörülmesine rağmen, karar gerekçesinde sanık hakkında atılı suçtan adli para cezası ile cezalandırıldığı belirtilip, hükümde ise hapis cezası verilerek ertelenmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye sebebiyet verilmesi,

c-) Bursa İl Sağlık Müdürlüğünün atılı suçun doğrudan zarar göreni olmaması ve suçun mağduru olan katılanın açıkça vekil talebinin olmadığını belirterek bizzat şikayetçi olup katılma talebinde bulunması ve katılmasına karar verilmesi, davayı İl Sağlık Müdürlüğü adına takip eden Avukatlar … ve …’nın katılanın vekaletini üstlendiğine dair dosya kapsamında bir vekaletnamelerinin de bulunmaması ve davayı katılan … … vekili sıfatıyla takip etmemeleri karşısında, katılan lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 08.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sitede bulunan bilgi, belge ve öğeler Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek İlkeleri’ne ve Türkiye Barolar Birliği’nce hazırlanan Reklam Yasağı Yönetmeliği kurallarına uygun olarak düzenlenmiştir. Bu Sitede yayımlanan bilgiler reklam amacına yönelik değildir, hiç bir durumda okuyucular için hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır.

E-Mail Bülten

Kişisel verilerimin bu form aracılığıyla toplanmasına ve işlenmesine izin veriyorum.

En son güncelleme ve tekliflerden haberdar olun.

Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım: Dijital Space

tr Turkish
X