T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
E. 2016/2107
K. 2016/6182
T. 12.4.2016

DAVA : Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine dair hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 28.01.2006 yerine 26.10.2006 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.

Olaydan bir gün önce … 2 numaralı Sağlık Ocağında DBT, Polio, Hepatit B aşıları yapılan 28.09.2005 doğumlu bebeğin aşılama işleminden 1-2 saat sonra ateşinin yükselmesi üzerine, … Devlet Hastanesi’ne, yüksek ateş şikayeti ile getirildiği, hastanede fiziki muayene ve ileri tetkikler yapılmayıp, ateşin aşıdan kaynaklandığı belirtilerek, ateşin çıkması halinde ateş düşürücü olan “Calpol” isimli şuruptan verilmesi ve şişen bacağına da pansuman yapılmasının sanık olan nöbetçi doktor tarafından önerilerek katılan …’nun hastaneden gönderildiği, katılanın bebeğini alarak eve getirdiği, ateş düşürücü olan … isimli şuruptan bebeğe içirdiği, 28/01/2006 tarih ve saat 09.00 sıralarında bebeğin ağzından ve burnundan köpük gelmesi üzerine, … Devlet Hastanesi’ne götürüldüğü ve hastanede öldüğü olayda, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’nun 07/08/2009 tarihli raporunda sonuç olarak; “Otopsi bulgularına göre çocuğun ölümünün solunum yolu enfeksiyonu sonucu meydana geldiği, ateşle başvuran her çocuğun sistematik muayenesinin yapılması gerektiği, aynı gün aşı yapılmasının ateş için bir risk faktörü olmakla beraber muayeneden kaçınılması gereken bir durum olmadığı cihetle 27.01.2006 tarihinde ateş ile hastaneye başvuran hastanın fizik muayenesinin yapılmamasının tıp kurallarına uygun olmadığı, 28.09.2005 doğumlu Mesut oğlu, …’in ölümüne neden olan akciğer enfeksiyonuna yönelik teşhisin erken konması halinde hastane şartlarında yapılacak tedavinin yüksek oranda şifa ile sonuçlanmasının beklendiği oybirliği ile mütalaa olunur.” şeklinde görüş belirtildiği, aynı kuruldan alınan 28/09/2011 tarihli raporda ve bozma sonrası alınan … 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 03.06.2015 tarihli raporlarında “bebeğin ölümünün otopside tanısı konulmayan kendinde mevcut hastalık sonucu meydana gelmiş olduğu, yapılan aşılarla ölüm arasında illiyet bağı bulunmadığı, Devlet Hastanesi Acil Servisinde Dr…. tarafından hastanın ateşine bakılmamasının ve tam sistemik muayene yapılmamasının tıbbi eksiklik olduğu, ancak bebeğin ölümüne neden olan hastalık bilinmediğinden eksik eylemin ölüme katkısı olup olmadığının bilinemediği, çocuğun ölümü ile eylem arasında tam bir illiyet bağı kurulamayacağının” mütalaa edildiği olayda, mahkemece aldırılan raporlarda ölüm olayı ile sanık doktorun eylemi arasında illiyet bağının bulunmadığı belirtilmiş ise de, sanığın, hastanın fiziki muayenesini yapmamasının tıp kurallarına uygun olmadığının ve bebekte bulunan akciğer enfeksiyonuna yönelik teşhisin erken konması halinde tedavi imkanının bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanığın ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçuna dair TCK’nın 257/2. maddesiyle cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde taksirle öldürme suçundan beraatine karar verilmesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA,12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sitede bulunan bilgi, belge ve öğeler Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek İlkeleri’ne ve Türkiye Barolar Birliği’nce hazırlanan Reklam Yasağı Yönetmeliği kurallarına uygun olarak düzenlenmiştir. Bu Sitede yayımlanan bilgiler reklam amacına yönelik değildir, hiç bir durumda okuyucular için hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır.

E-Mail Bülten

Kişisel verilerimin bu form aracılığıyla toplanmasına ve işlenmesine izin veriyorum.

En son güncelleme ve tekliflerden haberdar olun.

Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım: Dijital Space

tr Turkish
X